Biraz Dertleşelim
İsmail Heniyye'nin şehadetinden sonra birşeyleri yeniden sorgulama, belki biraz iç dökme ihtiyacı hasıl oldu.
Yaşadığımız şu hayatta elbette herbirimizin iniş çıkışları olacak, elbet düşüp tekrar kalktığımız sahneler olacak, yaptığımız hatalar, kırdığımız çömlekler olacak...Beni tedirgin eden nokta gözlerini hakikate kapatmış bir körün el yordamıyla yürümeye çalışması gibi hakikati gözlerimizden kaçıracak bir akışa kapılmak. Yanlış yaptığımızda bizi bundan alıkoyacak seslerden, nefeslerden mahrum olmak. Eskiyen, yıpranan imanlarımızı tekrardan imar etmek gibi bir sancıyı kaybetmek...
Bu tedirginliklerden kurtulmanın kalıplaşmış sabit bir yolu olmadığını biliyorum. Hayatım boyunca birçok grup, topluluk, cemaat içerisinde yer almak nasip oldu. Bunların genelinde insanların özgünlüğünü, nev-i şahsına münhasır güzelliğini kaybettikleri kalıplara sokularak yola devam etmeye çalıştıklarına şahit oldum. Bu durum beni darladı ve beklenilen kalıplara girmediğim için istenilmeyen, "pürüz çıkaran" eleman oldum genelde. Selefilerin içinde sûfi, sûfilerin içinde selefi addedildim mesela:) Çünkü kalıplarına uymuyorsaniz mutlaka başka kalıptansınız! Sonra ne mi oldu nev-i şahsına münhasır kalmaya çalışarak hakikati kaçırmamaya çalışan birkaç arkadaşımla düşe kalka yürüyüşümü sürdürmeye devam ettim. Ancak son zamanlarda beni tedirgin eden bir konu var; kendimizi yolda tutmanın, "bizi dosdoğru yola ilet" duasının peşinden gitmenin derdini ne kadar taşıyoruz? en azından bunu samimi bir şekilde sorgulamak gerektiğini düşünüyorum kendi adıma.
Bu yürüyüşümüzü eksilerek mi Rahman'a yaklaştıran amellerlle artırarak, artarak mı sürdürüyoruz? Bize verilen sağlık, boş vakit, emniyet, bolluk gibi nimetler ne kadar şükür sebebimiz, ahiret yatırımımız oluyor?
"Bize hem dünyada hem ahirette iyilik ver." Dünyanın içindekiler göz aydınlığımız, gönül huzurumuz olsun elbet bunu kim istemez ki! Ancak buradan, bunlarla yükselmeyi de bilelim, gaflet sebebine çevirmeyelim umuyorum. Bunu yapabildiğimden değil, mahçubiyetimden yazıyorum. Belki kendime hatırlatıcı bir vesile olur.
Bu sorgulamaların ve tedirginliklerin içerisinde, acziyetimizi itiraf ederek Allah'tan istikamet ve sebat istediğimizde bunun yol göstericiliğine tüm kalbimle inanıyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder